Yayında Olan Eserlerim

16 Eylül 2017 Cumartesi

İlhan Başgöz'ün Küçük Folklor Ansiklopedisi

Küçük Folklor Ansiklopedisi
Fuat Bozkurt
Dünyayı kuşatan bilgi ağının insanların evlerine, avuçlarına girmesi ile kimi kitap türleri can çekiştirmeye başladı. Bunların başında araştırma kitapları, sözlük ve ansiklopedi türleri geliyor. Bir tuş dokunuşu ile istediği bilgiye ulaşıyor insan. Bilginin güvenirliği, bilgiye ulaşma kolaylığı karşısında geride kalıyor. Hatta bilgiağından indirilen bilgilerle çoksatar kitap yazarları çıkıyor karşımıza.
Böylesine bir ortamda, son aylarda bilgiağından indirilemeyecek bilgileri içeren sevimli bir kitap yayınlandı. Bu İlhan Başgöz’ün Küçük Folklor Ansiklopedisi adlı kitabı.
Çalışama, yıllardır Folklor ve Halk Edebiyatı ile ilgili değerli çalışmaları ile yayınını sürdüren Ürün yayınları yayınlamış. Sayfa düzeni, kapağı, genel görünümü ile şirin mi şirin bir çalışma. Yayınevi yönetmeni Metin Turan, kitabın sunumuna olanca özeni göstermiş. Kutlanmaya değer bir emek ürünü. Kitabın içeriği ise bizi başka yerlere götürüyor: Ulaşılmayacak bilgilere. Şöyle ki:
Yıllarını folklor ve Halk edebiyatına admış doksanlık çınar Prof. Dr. İlhan Başgöz’ün kitabı, türlerine meydan okur türden bir özellik taşıyor. Çünkü çalışma, yazarın da önsözde vurguladığı gibi klasik anlamda bir ansiklopedi çalışması değil; araştırmacının yetmiş yılı aşan bilimsel koşusunda derlendiği fişler notlar. Uzun bir süreçte derlenen bu fişleri  birkaç başlıkta anlatıyor Başgöz. Bir bölümü gazetelerden kesilmiş notlar, bir bölümü, sararmış kağıtlara yazılmış bilgiler, sonra Amerika’da ölçülü karton fişlere yazılmış bilgiler. Bir de Başgöz Hoca’ya Prof. Dr. Wolfram Eberhard’ın verdiği fişler var ki,  bunların düzeni ayrı bir ilginçlik taşıyor. Başgöz bunu önsözde şöyle anlatıyor:
“Bunlar el uzunluğunda, yalnız daha dar, sarı karton fişlerdi. Bunların kenarlarında 1’den 100’e kadar numara yazılmıştı. Her numara bir folklor konusauna ayrılmıştı. Diyelim 1 numara türküler., 2 Aşık şiirleri, 3 destan, 4 Türk destanları filan. Bu konularla ilgili kaynakları fişlerin üzerine yazıyorsunuz, Fişleri bir kutuya rastgele yerleştiriyorsunuz. Hocam Eberhard bu fişleri kullanmak için bir de küşük delme makinesi vermişti,  iğne Ayakkabılarının meşinde delik açmak için kullandıklarına benzer ir şey, bir de uzun iğne. Diyelim Türk destanlarına ait bilgileri görmek istediniz, fişin kenarındaki 4 nıumarayı deliyordunuz. İgneyi 4 numaralı delikten geçiriyordunuz. Türk destanları ile ilgili onlarca fiş hop aşağıda kalıyor, öbür fişler yukarı çıkıyor. Bunlar aradığınız fişlerdir. Daha bilgisayar icat edilmemişken  Alman aklı böyle bir düzen kurmuştu”
İşte Küçük Folklor Ansiklopedisi tüm bu fişlerin abecesel sıralanmasından oluşuyor. Ama tüm  veriler ulaşılmayacak kaynaklara dayanana yılların içinde doldurulmuş bal peteklerini andırıyor. Birçok madde başı değişik kaynaklarda yer alan bilgilerle donatılarak ayrı ayrı verilmiş. Sözgelişi “ağaç” maddesi onun üzerinde başlıkta sunulmuş. He maddebaşında ayrı bir yorum, ayrı bir bilgi, ayrı tat var. Bu maddebaşlarına bir araştırmacının bir anda ulaşması imkansız. Kaynaklar, tarihten halkbilime, edebiyata, geziye uzanan geniş bir yelpazede. Evliya Çelebi’den, Tarih-i Cevdet’e, Fuat Köprülü’den Kemal Bilbaşar’ın Cemo’suna uzanan kaynaklar taranmış, derlenmiş. Gerçekte tüm bu bilgiler bir ömürden arta kalan anılar. Anılar deyişim şundan: Not alınan bu fişlerin üzerinden yıllar geçmiş ve kaynaklarda değişiklikler olmuş. Başgöz, en çok bu kaynakların tam künyesini bulup kaynakçada göstermede zorlanmış. Başgöz Hoca bu uğraşını “deliye pösteki saydırmak” diye tanımlıyor. Gerçi kitabın başında bu konularda kendine yardımcı olan sekiz öğrencisine teşekkür ediyor, ama sonuçta kitap Başgöz Hoca’nın adını taşıyor ve tüm sorumluk onun üzerine kalıyor.
Bütün bu konumu ile 150 sayfalık Küçük Folklor Ansiklopedisi, yazılmaktan çok; derlenmiş bir seçki konumunda bir çalışma. Değşik araştırmacı ve yazarların açıklama ve yorumları art arda veriliyor ve nereden geçtiği belirtiliyor. Bu notlar o konuda çalışacak araştırmacılar için bir anahtar, bir açar işlevinde. Değişik açıklamalardan etkilenen kişi asıl kaynağa başvurup ondan yararlanacak kılavuz. Bu nedenle çalışma sağlam bir anlam kazanıyor. Başgöz kendi kalemiyle geniş yorumlar yapmaktan kaçınıyor, belgeleri konuşturuyor. Bu belgeler gelişigüzel derlenmiş belgeler değil. Konuyla ilgili her türlü yayından yılların içinden süzülerek seçilmiş yorumlar, gözlemler, açıklamalar bunlar. Salt uzmanların, konu ile ilgilenenlerin değil, geniş okur çevresinin de yorulmadan severek okuyacağı zevkli bir çalışma. Bunca yaşında eleği duvara asmayan ve böylesine güzel bir kitap veren Başgöz Hocanın eline sağlık.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder